87 yıl önce bugün, bu topraklarda hayata gözlerini açan ”Sanat Güneşi” lakaplı Zeki Müren unutulmadı.
Sevenlerinin yanı sıra emektar Google’da Zeki Müren’i unutmadı ve doğum gününe özel doodle hazırladı.
“Sanat Güneşi” 6 Aralık 1931 tarihinde Bursa’da doğdu ve Bursa’da başladığı eğitimine İstanbul Boğaziçi Lisesi’nde devam etti.
Bursa’da solfej ve usul dersleri aldığı tamburi İzzet Gerçeker sayesinde müzik hayatına ilk adımı attı.
1949’da henüz 18 yaşındayken hayatının neredeyse tamamını oluşturan musikiyi, Boğaziçi Lisesi yıllarında Agopos Efendi ile udi Kirkor’un eğitimi ile sürdürdü. Bir sonraki eğitin ise fasıl musikisinin piri Şerif İçli oldu.
1950 yılında İstanbul Radyosu’nun açtığı sınava giren Zeki Müren 186 adayın katıldığı solist sınavında birincilik elde etti. Ardından radyonun canlı yayınlarından birine katılarak orada ilk konserini verdi. Konser kitleler tarafından çok beğenilince, radyo programlarındaki bu konserler 15 yıl boyunca sürdü.
İstanbul Radyosu’ndaki konserlerden sonra kendi plak çalışmalarına ağırlık verdi ve 1991 yılında “Devlet Sanatçısı” unvanıyla ödüllendirildi. Böylelikle, Türkiye’de verilmeye başlanan Altın Plak Ödülü’nün de ilk sahibi oldu.
Sanat Güneşi, müzik hayatı boyunca altı yüzü aşkın plak ve kaset doldurmuş ve üç yüzü aşkın şarkı bestelemiştir.
Müren, ilk sahne konserini 26 Mayıs 1955 tarihinde verdi ve kendi tasarladığı sahne kıyafetlerini giydi. Yenilikçi sanatçı, saz heyetine tek tip kıyafet giydirmek ve T podyum kullanmak gibi çeşitli yenilikler getirdi.
Maksim Gazinosu’nda aralıksız 11 yıl sahne aldı. 1976’da Londra’daki Royal Albert Hall’da konser verdi ve bu mekânda sahne alan ilk Türk sanatçı olmaya hak kazandı.
Türkçe’ye hakimiyeti, kurallı ve ağdalı konuşmasıyla bilinen Zeki Müren 1954’te ”Beklenen Şarkı” filmiyle oyunculuğa da adım attı. Oynadığı 18 filmin müziklerini de kendisi yaptı.
Kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı nedeniyle yaşamının son 6 yılında sahnelerden ve medyadan uzak kaldı. Zeki Müren, 24 Eylül 1996 günü, TRT İzmir Televizyonu’nda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu aramızdan ayrıldı.
Sanat Güneşi’nin yanı sıra ”Paşa” lakabıyla da tanınan Müren konuyu,” Bunu bir çok kişi sordu bana bugüne kadar. Efendim, 1969 yılında, aspendos konserimden sonra Antalya halkı bana “sanatın paşası” ismini layık gördüler, teveccüh gösterdiler ve Antalya’da “paşam paşam” diye hitap etmeye başladılar. Sonra, bu Bodrum’da duyuldu, Bodrum halkı da “paşam” diye hitap etmeye başladı ve şimdi İstanbul’da, başka şehirlerde, her ortamda “paşam” diyorlar.
Ben “bana ‘paşam’ diye hitap edin” demedim hiç kimseye. Zaten böyle bir şey düşünülemez benim için. Fakat bu tabir beni rahatsız etmiyor. Alışıldı gibi bir şey. Alıştım adeta. Birçok kişi “paşam” diyor efendim.” şeklinde de açıklamıştı.