Gazetecilerin tutuklanmalarına tepki göstererek beş farklı şehirde sokağa çıkan Türkiye Gazeteciler Sendikası, İstanbul’da Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, “Gazetecilik suç değildir” denildi.
“Gazetecileri böylesine hedef haline getiren onları hukuksuz bir biçimde gözaltına alıp tutuklatan gerçekler ne? Hukuksuz biçimde diyoruz çünkü son yaşadığımız tutuklamalarda da bir kez daha gördük ki yargı bağımsız hareket etmiyor” denilen açıklamada, “Adalet istiyoruz çünkü; halkın haber alma hakkının gasp edildiği, gazetecilerin hukuksuz bir biçimde tutuklandığı bir ülkede demokrasiden, insan haklarından, birlikten, beraberlikten bahsedilemez” diye belirtildi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e de seslenilen açıklamada, “Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanan meslektaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Hukuk ve adalet, bir gün herkes için gerekli olacaktır” diye ifade edildi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası tarafından yapılan basın açıklaması şu şekilde:
“Türkiye son 15 gün içinde yine gazeteci tutuklamaları ve yargılamalarıyla gündemde. Son 15 gün içerinde 28 meslektaşımız gözaltına alındı, 8’i tutuklandı. Dış politikadaki gelişmeler nedeniyle gazeteciler hedef haline getirilmekte. Türkiye toplumuna gerçekleri ulaştırmak dışında bir şey yapmayan gazeteciler suçlu, hatta hain ilan edilmekteler. Gazetecilik kamu çıkarlarını korumak için yapılan bir meslektir. Gazeteciliğin gayesi; yönetenleri ya da bir kesimi, onların çıkarlarını korumak değil toplumun çıkarlarını korumaktır.
Sadece yaptıkları haberler nedeniyle 8 gün içinde Yakın Doğu Haber Ajansı Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, Yeni Yaşam Gazetesi Yazıişleri Müdürü Aydın Keser, Odatv Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu, YeniÇağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel, Odatv muhabiri Hülya Kılınç, Rudaw muhabiri Rawin Sterk tutuklandı. Ankara’da 3, İstanbul’da 1 Sputnik çalışanı, Edirne’de 13 yerli ve Uluslararası medya kuruluşlarında çalışan gazeteci gözaltına alındı ve serbest bırakıldılar. Son tutuklamalar ile birlikte cezaevlerindeki gazeteci sayısı 91’e yükseldi.
Peki neden? Türkiye toplumundan ne gizleniyor? Gazetecileri böylesine hedef haline getiren onları hukuksuz bir biçimde gözaltına alıp tutuklatan gerçekler ne? Hukuksuz biçimde diyoruz çünkü son yaşadığımız tutuklamalarda da bir kez daha gördük ki yargı bağımsız hareket etmiyor. Telefonla çağrılsalar gelecek olan gazetecilerin evlerine baskınlar yapılarak gözaltına alınıyorlar, serbest bırakıldıkları suç iddiasından bir gün sonra tutuklanıyorlar. Mahkeme heyetinin bir gün içerisinde bulduğu yeni suç delillerini açıklaması gerekiyor. Murat Ağırel örneğinde de gördüğümüz gibi aynı kararın içerisine hem serbest bırakılmasını hem de tutuklanmasını isteyen yargılamanın tarafsız olduğunu kim söyleyebilir? Yargımız artık kopyala yapıştır modeliyle mi karar veriyor? Hukukun ayaklar altına alındığı bugünlerde gazeteciler olarak Adalet istiyoruz.
Adalet istiyoruz çünkü; halkın haber alma hakkının gasp edildiği, gazetecilerin hukuksuz bir biçimde tutuklandığı bir ülkede demokrasiden, insan haklarından, birlikten, beraberlikten bahsedilemez.
Adalet istiyoruz çünkü, kendi çıkarlarımız için değil ülkenin çıkarları için yazıyoruz.
Adalet istiyoruz çünkü, gazetecilik suç değildir.
Buradan Adalet Bakanına çağrıda bulunuyoruz ve gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanan meslektaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Hukuk ve adalet, bir gün herkes için gerekli olacaktır.”
NE OLMUŞTU
Odatv genel yayın yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve muhabir Hülya Kılıç, daha önce Meclis’te İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ’ın açıkladığı, medyada da yer alan MİT şehidini günler sonra tekrar haber yapılmasından dolayı tutuklanmıştı.
MİT şehidine ilişkin tutuklamalar bununla sınırlı kalmadı. Odatv operasyonunun ardından Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel ile birlikte, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ve Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser de tutuklandı.